"Oluşum" Heykelinin Sanatsal ve Kavramsal Analizi
Sanat, yalnızca estetik bir ifade biçimi değil, aynı zamanda kavramları ve felsefi düşünceleri şekillendiren güçlü bir anlatım aracıdır. Prof. Dr. Nilay Kan Büyükişliyen’in "Oluşum" adlı heykeli, form ve anlamın mükemmel bir birleşimiyle insan yaşamının en temel döngülerinden biri olan doğuşu, birleşimi ve gelişimi ele alır.
Form, Geometri ve Sembolizm Heykelin kompozisyonu, keskin, yükselen iki üçgen formun ortasında konumlanan yumurtalarla dikkat çeker. Sanatçının ifadesine göre, bu yumurtalar kadın ve erkeğin birleşiminden doğan yeni yaşamı temsil etmektedir. Üçgenlerin yukarı yönlü hareketi ise yalnızca biyolojik bir süreci değil, aynı zamanda insanlığın ilerleyişini ve uygarlıkların yükselişini simgeler.
Büyükişliyen’in sanatsal dilinde geometri önemli bir yer tutar. Bu eserde de sert hatların dinamizmi ile ortadaki yumuşak küresel formlar arasında bir denge kurularak, hayatın karşıtlıklarla var olduğu fikri vurgulanır. Formların keskinliği gücü ve ilerlemeyi, küresel yapı ise doğurganlık ve potansiyeli simgeler.
Malzeme, Yüzey ve Işık Heykelin paslanmaz çelik ve titanyum kaplama ile yapılmış olması, ona hem hafiflik hem de dayanıklılık kazandırırken, yüzeyinin altın renginde olması eserin algılanışına farklı bir boyut ekler. Altın rengi tarih boyunca ihtişam, değer ve kalıcılık ile ilişkilendirilmiştir. Bu bağlamda heykel, yalnızca fiziksel bir form olarak değil, aynı zamanda yaşamın, bilginin ve medeniyetin sürekliliğini simgeleyen bir metafor olarak da okunabilir.
Yansıtıcı yüzeyi sayesinde heykel, çevresiyle sürekli etkileşim halindedir. Işığın yüzeydeki hareketi, heykelin algılanışını değiştirirken, izleyicinin kendi yansımasını görmesi eseri bireysel bir deneyime dönüştürür.
Sonuç "Oluşum" heykeli, yaşamın döngüsünü, insanlığın ilerleyişini ve medeniyetin yükselişini estetik ve kavramsal bir bütünlük içinde ele alan güçlü bir sanat eseridir. Geometrik düzeni ve malzeme kullanımıyla çağdaş bir form dili oluşturan eser, hem bireysel hem de kolektif bir anlam katmanı sunarak izleyicisini varoluş üzerine düşünmeye davet eder.
